23 Ağustos 2012 Perşembe

ANALİZ : Fenerbahçe - Beşiktaş - Galatasaray / 1.Hafta

Fenerbahçe için kötü geçen hafta, Beşiktaş için sıkıntılı, Galatasaray için ise vasat geçti. Fenerbahçe son 1 haftada galibiyet alamazken, Beşiktaş 2 puan kaybetti, Galatasaray'da kendi evinde ölüp ölüp dirildiği maçı son dakikalarda kazandı. şimdi gelin bu takımların son haftadaki durumlarına bakalım.

GALATASARAY : BİR "UMUT"TU BİZİ YAŞATAN


Galatasaray bu hafta Kasımpaşa ile evinde karşılaştı. Fatih Terim sahaya klasikleşmiş 11'inden 1-2 farklı isimle çıktı. Kanatta Aydın'a forma veren Terim, defansta Semih yerine Ujfalusi'ye forma verdi. Klasik 4-4-2'den ve Elmander-Umut ikilisinden vazgeçmezken, yeni transferler Melo ve Amrabat yedek bekledi. Melo'nun yerine Emre Çolak ortada görev aldı.

Çok koşan orta 4'lü ve 2'li hücum hattı tercihi bu sene de sürüyor Terim'in. Terim'in ana felsefesi olan PRES özellikli tüm oyuncular kullanılıyor Terim tarafından. Ama yetenekli oyuncu sıkıntısı baş gösteriyor bu durumda da. Prese dayalı oyun çok yetenekli oyuncuların sevmediği bir oyun olsa da her maç farklı bir isim ön plana çıkıp takımı kurtarıyor. Elmander ve Umut çok koşan ama profillerinde "çok yetenekli" yazmayan oyuncular. Selçuk İnan ve Hamit ise yetenekli ama gol bölgesinden uzakta oynayan oyuncular, görevleri farklı. Selçuk pas dağıtımında merkez oyuncu iken Hamit ise Aydın (Amrabat) ileri çıktığında gerekirse ortaya gelerek ortayı 3'leyen, çok yönlü bir görev adamı.

Galatasaray bu sebeple Kasımpaşa maçında çok zorlandı. Zaman zaman baskı da yedi. Djalma-Tabare-Uche-Sarmov dörtlüsü Galatasaray'ı bir ara iplere sıkıştırdı ama Emre Çolak ve Umut Bulut'un ekstra oyunu ve duran toplarla Galatasaray son dakikalarda da olsa sonuca gitti. Kasımpaşa zaman zaman oyunda üstünlüğü ele alsa da, Galatasaray'ın fizik gücü yüksek bir takım olması son 15 dakikada fark yarattı. Nitekim baskıyı da arttırıp Melo ve Amrabat'ı da oyuna sürünce son dakikalarda da olsa sonuca ulaştılar.

GS iyi oynamadı. Nedenlerini açıkladık. Kasımpaşa da ilk 70 dakika doğru işler yaptı. Ama fizik güçleri ilk maçta yeterli olmadı. Şimdi asıl soru şu? Emre Çolak ve Umut böyle oynarken Melo-Amrabat-Burak üçlüsü bu takıma girdiğinde kadro nasıl olacak? Yada girebilecekler mi?

BEŞİKTAŞ : HENÜZ ÇOK ERKEN


Samet Aybaba'nın 3 ortasaha, 1 serbest hücumcu ve 2 forvetten oluşan 4-3-1-2 taktiğini ilk kez alıcı gözle IBB maçında izledik. Bu taktikte beklerin önü boş olduğu için arı gibi çalışması, ortasahaların en az ikisinin iki yönlü hem defansif  hem ofansif özellikli olması ve önündeki serbest oyuncunun da çok yetenekli bir adam olması gerekir. Bakalım Beşiktaş bu taktiği uygulayabilir mi? Skorlara bakmadan yorum yapalım.

Hilbert ve Uğur Boral hücumcu bek oyuncuları. Beşiktaş maçta kontrolu elinde tutarsa iyi iş yaparlar, baskı yediklerinde ise zorlanır açık şekilde. Ama Türkiye'de bir problem yaşatmazlar. Stoperler "Bu kim ya" diyebileceğimiz oyuncular değil. Sivok, Escude, Ersan ve Toraman faydalı adamlar. Sıkıntı yok.

Ortasaha ve forvette ise sorunlar var. Fernandes dışında orta 3'lü için ideal tek isim Oğuzhan, o da yedek başladı. Hasan Türk yetenekli ama ilk maç heyecanı yaşadı. Veli ise hiç bu takımın adamı değil. Bal yapmayan arı tabirinin yeni temsilcisi. Samet Hoca ortasahayı, Necip savunma yönlü, Fernandes-Oğuzhan iki yönlü şekilde çıkardığında Beşiktaş ortasahası iyi işler yapar.

Serbest oyuncu bölgesinde sahaya Olcay çıktı. Hiç bu görevin adamı değil. Tipik sol kanat adamı. Beşiktaş'ın bu bölgeye daha iyi bir isim alması gerekirdi. Fernandes'i de kullanamazsınız çünkü o zaman ortasahada BEYİN olacak bir adam kalmaz ve top hiç 3. bölgede kalmaz. Daha doğrusu o bölgeye kadar pas organizasyonu tıkanır ve şişirme uzun toplar başlar, Beşiktaş baskı yer. Böyle olunca savunması zayıf hücumcu bekler Uğur ve Hilbert sıkıntı yaşar. İşte böyle zincirleme şekilde her bölgede sıkıntı yaşar Beşiktaş. O yüzden kadroyu, özellikle de ortasahayı iyi belirlemek şart.

Forvette ise işler çok kötü değil. Almeida-Pektemek ikilisi bu lig için değerli adamlar. Ama ben hala Pektemek'te yıldız ışığı göremiyorum. Abdullah Avcı dahil kime sorsam beğeniyor ama nedense ben henüz o ışığı göremedim. Yeteneği olduğu kesin ama henüz Beşiktaş'ı ve Milli Takımı sırtlayacak seviyede değil.

Beşiktaş henüz çok yeni bir takım. IBB ile ilk maçı Olimpiyatta oynamak da kolay değil. Henüz çok erken. Kötü oynadılar, çok pozisyon verdiler demek gelmiyor içimden. Biraz sabretmek lazım. Akılda şu sorular var. Taraftarın sevgilisi Quaresma'yı takımda tutup saatli bombayı cebe koyup risk alınacak mı? Fernandes sakatlandığında yada ceza aldığında Beşiktaş ne yapacak?

FENERBAHÇE : "KOCAMAN" HATALAR, "KOCAMAN" UMUTLAR

ELAZIĞSPOR / 4-2-3-1 GÖRÜNÜMLÜ 5-1-4 (!)
SPARTAK MOSKOVA / 4-5-1
Fenerbahçe sezona iyi transferlerle başlayıp taraftarlarını umutlandırmıştı. Üstüne Krasic de alınınca Fenerbahçe büyük oynuyor yorumları yapılmıştı. Taraftarların ısrarla istediği ortasaha transferi ise Şampiyonlar Ligi sonrasına bırakılınca taraftar biraz hayal kırıklığı yaşadı.

Fenerbahçe'nin geçen hafta çıktığı iki maçın kadroları yukarda. Aykut Kocaman tahtaya aynen bu şekilde yazdı. Elazığ maçında Cristian'ı dinlendirmek için Topal-Selçuk yapıp, ileri 4'lü çok hücumcu yaptı. 35 yaşındaki Alex, 1 haftada 3. kez 90 dakika sahadaydı. Solda Stoch, sağda Kuyt, forvette Sow. Maç öncesi herkes bu kadroyu görünce Fenerbahçe ölümüne saldıracak, rakibi boğacak zannetti. Ama Topal ve Selçuk ikilisi taktik tahtasında ortasahada gözükürken maç içinde hiç böyle olmuyor. Birinden biri fazlaydı. Defansa yardım edelim diye diye geriye geldiler. İlerdeki 4 kişi ile defans arasında HİÇ KİMSE kalmadı. Maç boyu zorlandılar. Bu hatanın tek sahibi Aykut Kocaman'dı. Ben bunu maç öncesi görebildiysem hocanın hayli hayli görmesi gerekirdi. Topal ve Selçuk'u koyup Cristian'ı dinlendiririm diye söylemek öyle kolay olmuyor. Cristian farklı bir oyuncu, Topal daha yetenekli ama Selçuk ile aynı pozisyonun adamı. Biri oynar sadece. Topuz-Özer-Sezer-Salih kim olursa olur ama Topal-Selçuk olmaz. Puan kaybının tek sebebi bu çıkan 11'di ve Aykut Kocaman hanesine eksi olarak yazıldı.

Spartak Moskova maçı kadrosu da yukarda. Topu tutmak isteyen bir kadro. Kontrolü ele alıp pas yapabilecek bir kadro. Ama Fenerbahçe'nin amacı tur atlamak değil mi? Gol atmaya çıkmak daha mantıklı değil mi? Dirençli bir ortasaha istemek mantıklı. Ama Topuz-Cristian-Topal yeterli. Dirençli, basan, pas yapan bir üçlü. Selçuk Şahin'in ne işi var hiç çözemedim. Bu dediklerimin hepsini maç öncesi de söyledim, maç sonrası da. Topu kapmak, ayağında tutmak istiyorsun. Kaptın diyelim, kime atacaksın kontralarda? Kuyt'a mı, Topuz'a mı? Hepsi yavaş adamlar. Sürat özellikleri zayıf. Bir tek Sow var 4 defansın ortasında. Alex'i kesmek doğru hamleydi bana göre. Topuz-Cristian-Topal da güzel. Ama Krasic'i sağa koyup Sow'la beraber kapılan toplarda defansın arkasında sarkıp goller bulmak istememek neden? Bir tek Sow vardı. Sadece 1 kez defansın arkasına sarktı. Boş kaleye golü attırdı. Selçuk Şahin gereksiz yere takımı 1 kişi geride oynattı. Bu maç da Aykut Kocaman'ın hanesine eksi olarak yazıldı.

Ama hiçbirşey bitmiş değil. 2-1 kötü değil. Doğru bir kadro ve seyirci baskısıyla bu tur geçilir. Gol de yenebilir. Ama Fenerbahçe'nin mutlak 2-3 gole oynaması lazım. İlk maç gibi olmayacak. Kapanacaklar. Krasic'i ilk maç kullanmadıysan, Saraçoğlu'nda hiç kullanmayacaksın. Çünkü boşluk az olacak. Hücumcu ama daha dar alan oyuncularını kullanmak lazım. Stoch'la. Alex'le. Kuyt'la. Ama Elazığ maçındaki gibi değil! Selçuk Şahin'siz. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder