26 Ağustos 2013 Pazartesi

KANAYAN YARA: TRANSFER (2.BÖLÜM)

Yazının ilk bölümünde Türkiye'deki genel transfer sıkıntılarına değinmiş, buradan yola çıkarak Fenerbahçe'nin bu sezonki transferlerini değerlendirmiştik.

Devam edelim.

Galatasaray

Sezonu şampiyonlukla bitiren Galatasaray yabancı kısıtlamasından en çok etkilenen takımlardan biri konumunda. Sezonun bitmesiyle geçen seneki en sıkıntılı bölge olarak göze çarpan stoper bölgesine uzun süredir konuşulan Chedjou transferi gerçekleştirdi.

Ligin ikinci yarısında uzun süre konuşulan Alper Potuk transferi ise Fenerbahçe’nin devreye girmesi ile gerçekleşmedi. Yabancı sınırlaması ile ilgili kararı uzun süre bekleyen Galatasaray anlaşma aşamasına geldiği bir çok oyuncuyu şişkin yabancı kadrosu nedeniyle imza attıramadı. Sol bek için iki yıldır ismi geçen Carlinhos transfer edilemedi. Daha önce Fenerbahçe için bahsetmiş olduğumuz transferde isimlere takılma hastalığı Galatasaray’da da var. Hep aynı isimler konuşuluyor. Farklı alternatiflere gidilemiyor. Carlinhos da bunlardan biriydi. Hem yabancı sınırı hem de istenen yüksek bonservis bedeli, bu transfere engel oldu. Geçen sene sol bek mevkii sol kanattan devşirilen Riera ile götürülmüştü. Zaman zaman aksasa da Riera sezonu beklenenden iyi bir performansla götürdü. Ancak bu seneki kısıtlama Riera’nın 18 dışında kalmasına neden oluyor ve o bölge performansı sıkça sorgulanan Hakan Balta ile ne kadar idare edilir soru işareti.


Diğer transfer ise Erman Kılıç oldu. Erman vasatın üstü bir yerli oyuncu ve Galatasaray’a rotasyonda katkı sağlayacaktır mutlaka. Bonservissiz alınması yıldız bir oyuncu olmasa da bence transfer başarısı. Daha önce Selçuk, Elmander, Drogba örneklerinde de gördüğümüz gibi futbolcuya verilen yüksek ücretten bağımsız GS bedelsiz transferi iyi beceren bir kulüp. Ama onlar da kulüplerimizin kısıtlama nedeniyle “olmuş” oyuncuya yönlenmesi nedeniyle futbolculara yüksek ücretler veriyorlar ve göndermekte sıkıntı çekiyorlar.

Geçen hafta Elmander’le yollar ayrıldı. Bu yabancı kontenjanında 1 açık demek.  Yaz transfer sezonu başladığından beri konuşulan Bruma transferi gerçekleşebilir. Fatih Terim’de gidenler ve gelenler olabileceğini söylüyor. Bu hafta GS’de transferde hareketli dakikalar yaşanabilir.

Genel bir değerlendirme yapacak olursak geçen seneki gibi kuvvetli bir 11 var. Yabancı kısıtlaması nedeniyle kimin sürekli tribüne çıkacağı GS’nin başını sezon boyu ağrıtacak bir unsur olarak karşımıza çıkıyor. Melo’nun alternatifsizliği, sol bek sıkıntısı yine en büyük problemler. GS’nin bana göre geçen seneki 3 büyük probleminden ikisi az önce saydığım sıkıntılardı. Diğeri ise stoper… Chedjou bence iyi bir transfer ve eksiğin biri onunla tamamlandı. Ancak diğer iki önemli eksik devam ediyor.

Beşiktaş
Geçen sene FEDA sezonunu yaşayan Beşiktaş sezonu düşük maliyetli transferlerle geçirmişti. Bu sezon ekonomik durumu biraz daha düzeltince daha maliyetli oyunculara yönelindi.

Öncelikle kaleden başlayalım. Tolga Zengin transferi hem yabancı sınırlaması hem de yıllardır o bölgede yaşanan sıkıntı düşünüldüğünde çok önemli bir hamleydi. Bence bu sene BJK’nin en önemli transferidir Tolga.

Defansa geldiğimizde geçen sene takımın değişmezlerinden olan ve bence çok göze çarpmasa da önemli bir performans gösteren Hilbert’le yollar ayırıldı. Yerine Serdar Kurtuluş transfer edildi. Hilbert kadar ofansif bir oyuncu olmasa da milli takımda oynayan önemli bir bek Serdar. Ancak takımı bir tık yukarıya taşıyacak bir performans beklememek gerekir. Stoperde en güvenilir isim yine Sivok olacak. Yanında ki partneri kim olacak belli değil. Bilic Escude’yi denedi ilk olarak. Ancak son Tromso maçından sonra yaptığı hatalar nedeniyle yerini Pedro Franco’ya bırakması muhtemel. Büyüklerimizden alışık olmadığımız potansiyelli genç bir yabancı oyuncu transferi Pedro Franco. Henüz fikir sahibi olacak kadar izleme şansım olmadı ancak çok olumlu referanslar var onunla ilgili. 


Gelelim yıllardır Beşiktaş’ın en problemli bölgesi olan sol bek mevkiine... Elde bu bölgede oynayabilecek oyuncuların tamamı ya uzun süredir sakat ya da stoperden devşirme.. Bu mevkiide istikrarlı performans alınamıyor bir türlü. Transfer de yapılmadı. Transfer sezonunu bitmeden bir takviye gelebilir ancak her halükarda çok geç kalındığını söyleyelim. Konuşulan isimlerden ise Büttner bence Beşiktaş için doğru tercih olacaktır.

Orta saha için defansif oyuncu eksikliği Atiba Hutchinson ile kapatıldı. Yıldız bir oyuncu olmasa da orta sahada defansif yükü çekecek gerekli bir hamleydi Hutchinson Beşiktaş için. Müzmin sakat Sezer Öztürk ise Gökhan Töre ile birlikte Beşiktaş’ın orta saha rotasyonuna eklediği diğer bir oyuncu. İkisi için toplamda az bir para çıkmadı Beşiktaş’ın kasasından. Performanslarıyla yapılan masrafı karşılayabilecekler mi göreceğiz.
Ömer Şişmanoğlu ve Enaramo ise ilk 11 için değil kulübeyi zenginleştirmek için yapılan transferler. Sakatlık problemi yaşamazsa Enaramo ileride ilk 11’i zorlayabilecek bir oyuncu.

Bence bu sene Beşiktaş’ın en kritk hamlesi Önder Özen. Geçen sene NTVspor’daki yorumları ile herkesin tanıdığı ve takdir ettiği bir isim… Futbol aklı çok önde bir isim. Eğer sağlıklı çalışma ortamı sürekli kılınabilirse Beşiktaş’ta önemli işler yapacağına inanıyorum. Her ne kadar eksikler olsa da bu seneki transfer politikası da bence Önder Özen etkisiyle daha oturaklı Beşiktaş’ta.

Son bir genel değerlendirme yapacak olursak takımın temel direkleri olan Fernandes ve Almeida’nın sözleşmelerinin sezon sonunda bitecek olması ciddi bir problem olarak karşımıza çıkıyor. Sözleşme yenilenmezse beklenen performansı sergileyebilecekler mi soru işareti. Sol bek ve sağ açık pozisyonlarında da ciddi eksiklik var. Transfer yapılır mı? Yapılırsa bu saatten sonra ne kadar uyum sağlar belli değil. İlk 11’de olmazsa olmaz yabancılar Sivok-Fernandes-Hutchinson-Almeida olarak ilk etapta düşündüğümüzde sınırlama Beşiktaş’ı çok zorlamaz gibi duruyor.

Bundan sonraki yazı : Trabzonspor ve diğerleri…

23 Ağustos 2013 Cuma

KANAYAN YARA: TRANSFER (1.BÖLÜM)

Her transfer döneminde aynı filmi izliyoruz. Sezon başı, sezon sonu fark etmiyor. Kuluplerimiz transferde hep bir yerleri eksik bırakıyor. Buna bir çok neden sayabiliriz. Ama ben 4 temel yanlış üzerinde yoğunlaşacağım.
  •   Yıllardır devam eden son yıllarda iyice saçma bir hal alan yabancı sınırlaması.
  • “Scouting”(futbolcu izleme) sistemini kulüplerimizin bir türlü benimseyememesi. Buna önem verilmemesi.
  • Karanlık yönetici-menajer ilişkileri.
  •  Futbolculara verilen yüksek transfer ücretleri.
Kulüplerimiz özelinde yukarıdaki başlıklara göre şu ana kadarki 2013 yaz transfer dönemindeki sıkıntıları irdeleyelim.

FENERBAHÇE

Yıllardır transferde temel mevkilerinden birini sürekli eksik bırakan bazı mevkilerdeki futbolcu sayılarını hep şişiren kronik transfer hastası kulübümüz. Yapılan transferle bakalım. Öncelikle saçma yabancı kısıtlamasının Fenerbahçe’yi ciddi sıkıntıya soktuğunu söylemeliyiz. En verimli transfer sezon bitmeden yapılan transferdir bana göre. Antrenörünüz belliyse eksikleri belirleyip ona göre transferde erken davranmak en mantıklısı. Aykut Kocaman’la devam edileceği planlandığından transfer girişimlerini erken yapıldı bu sene. Ancak sezon sonunda önceden planlı olmayan bir şekilde Aykut Hoca ile yollar ayrıldı. Ancak gelinen durumdaki tabloya bakıldığında Aykut Hoca döneminde planlanan oyuncuların alındığı gözüküyor.

Fenerbahçe yıllardır hep transfere gereğinden fazla yüksek bedeller ödeyen, bedava transfer nerdeyse hiç yapamayan bir kulüp olarak göze çarpıyor. Alves stoper rotasyonunda Fenerbahçe’nin ihtiyacı olan bir transferdi. Bence bu seneki en verimli transfer de o zaten. Türkiye’de kalıcı bir iz bırakacağına inanıyorum. 5,5 m. Euro’luk bonservis bedeli ise dünyanın çoğu yerinde stoper için yüksek bir bedeldir. Ancak yabancı sınırlaması “olmuş” oyuncuya yönlendirdiğinden kabul edilebilir bir transfer.


Michal Kadlec geçen sezon neredeyse hiç maç oynamamış bir oyuncu. Sol bek mevkiinde Ziegler’in gidişiyle doğan eksiklikten dolayı transfer edildi. O mevkide Hasan Ali var. Potansiyeli büyük olan oynadıkça kendini geliştiren bir oyuncu Hasan Ali.  Gökhan Gönül kadar olmasa da aynı tarzda oynayan enerjik, ofansif bir bek… Eğer Fenerbahçe’ye yabancı sol bek transfer edecekseniz bu oyuncu ya Hasan Ali’nin çok önünde olacak, tartışmasız bu oyuncu oynar diyeceksiniz yada genç potansiyelli az maliyetli bir oyuncu alıp Hasan Ali’yi yedekleyeceksiniz. Kadlec’e baktığınız zaman bu iki özelliği de karşılamıyor. Avrupa maçlarında aynı Ziegler gibi hep ilk tercih o oldu. Ama performansıyla hiç tatminkar olmadığını söylemeliyiz. Hasan Ali’nin bu mevkide 2 sezondur hakkı yeniyor bana göre. Kadlec’in bonservisine de 4 milyon gibi bir rakam verildiği göz önünde bulundurulursa söylediklerim ışığında hatalı bir transfer olarak göze batıyor.

Alper Potuk transferi başkan transferi. Plansız yapılmış, hem GS’ye transferde çelme takmak için hem de 6+4’ten az etkilenmek için yapılmış bir transfer. Holmen’in ise apar topar takımda 11 yabancı varken neden alındığını anlayabilmek mümkün değil. Onla da Aykut Hoca zamanında anlaşıldığı söyleniyor. Cevabını bulamadığımız karanlık bir menajer oyunu var gibi geliyor bana bu transferde. Yoksa Alper transferiyle iyice şişmiş orta saha rotasyonunu yeni bir yabancı ile doldurmak hiç mantıklı değildi. Holmen beğenmediğim bir oyuncu değil. Zaten transfer de FB’de alışık olmadığımız şekilde bedelsiz yapıldı. Ancak mevcut kadroya baktığınızda forvet ve sağ bek mevkilerinizde ciddi eksikler varken o bölgeyi iyice doldurmak mantığa aykırıydı. Zaten 5 resmi maç yapıp yeni transferinizi oynatamamak ciddi şekilde ironik bir durum.

Gelelim Emenike’ye… Her transfer döneminde Fenerbahçe bir-iki oyuncuya kafayı takar ve transfer bitene kadar aynı oyuncuların ismini duyarız. Scouting sistemi ülkemizde hiç gelişmediğinden bu sadece Fenerbahçe için değil tüm kulüplerimiz için geçerli aslında. Bu transfer dönemini Emenike-Cardozo söylentileri ile geçirdik. Mutlaka oyuncuya ihtiyaç olunan, alınacak oyuncunun takımın temel taşı olacak bir pozisyon için  kamp döneminin tamamının transfersiz geçilmesi ciddi bir transfer hatası olarak karşımıza çıkıyor. 13-15 m. Euro gibi bir parayı gözden çıkarıp transferi zamanında yapamamak ciddi bir transfer başarısızlığı,,. Sonuçta Emenike alındı bu mevkiye. Takımı ile kamp geçirmedi. Arkadaşlarını tam olarak tanımıyor. Oynadığı 2 maçta bu uyumsuzluğu ciddi şekilde gördük zaten sahada da..


Son olarak transfer yapılmayan ve de yapılmayacak eksik bölgelere gelelim. Gökhan Gönül sezon sonu ameliyat geçirdi. Performansı ile yeri doldurulamayacak bir oyuncu belki ama iki sezondur yedeğinde bekleyen ve zaman zaman iyi de maçlar çıkaran Orhan Şam’da Kasımpaşa’ya verildi. Gökhan Gönül’ün Eylül ayının ortalarına doğru tam kondisyonla sahalara dönebileceği bilinirken bu mevkiye transfer yapılmadı ve Fenerbahçe sağ beksiz sezona girdi. Oynanan 5 resmi maçta bu bölgede yaşanan sıkıntı ve hala devam eden denemeler ortada.

Stoch’un ve takımda artık düşünülmeyen Krasic’in de takımdan ayrıldığı düşünülürse Fenerbahçe’de safkan bir kanat oyuncusu da kalmadı. Ana taktiğinizde, 11’inizde bu tarz oyuncuya ihtiyaç duymayabilirsiniz ama her takım 25 kişilik kadrosunda mutlaka adam eksilten oyuncuya ihtiyaç duyar zaman zaman. Bu bölgeye de transfer yapılmadı ve yapılmayacak gibi görünüyor.

Yabancı sınırlaması düşünüldüğünde farklı bir sıkıntıyı da dile getirmeden edemeyeceğim. Fenerbahçe’nin kadrosunda şu anda yerli bir forvet olmadığı gibi hücuma dönük ofansif, gol atacak, gol attırabilecek Türk oyuncu da yok. Eğer transfer yapılmazsa bu sıkıntı sezon boyu çekilecek ya da orta saha ve defansta bir yabancıdan sürekli fedakarlık edilip Kuyt-Emenike-Sow-Webo sürekli kadroda olacak. Bu da Alves ve Meireles'in sürekli kadroda olacağı düşünülürse Kadlec, Cristian, Yobo ve Holmen'i(?) unutmak demek.

Son söz yine nispeten iyi başlanan bir transfer sezonunun plansızlık ve yazının başında belirttiğim 4 temel nedenden dolayı iyi geçirilmediğini görüyoruz. Sırf bonservisleri düşündüğümüzde ise kulübün kasasından 30 m. Euro çıkacak. Gönderilen oyunculardan ise kulübün kasasına giren para yok ve de alındıklarında ödenen paralar da göz önüne alındığında(Sezer 4 m, Bienvenu 5 m. , Orhan Şam 3 m. , Stoch 8.m Euro) Fenerbahçe burada da ciddi zararda. UEFA’nın gittikçe sıkılaşan FFP politikası da varken ileride yaşanabilecek finansal sıkıntılar da düşündürüyor. Üstelik en ciddi para kaynağı Şampiyonlar liginden bu sene de uzakta kalınacağı düşünülürse…

Yazı planladığımdan uzun sürdü. Diğer takımlarımızla ile ilgili transfer değerlendirmesini daha sonra yaparız artık..

22 Ağustos 2013 Perşembe

Fenerbahçe : 2013 / 2014 Eksi 3 Maç Eşittir Umutsuzluk

YILDIZA DAYALI SİSTEM


Fenerbahçe uzun yıllardır belli bir ekole sahip. Ne o ekol? Alan daraltan, pas yapan bir sistem. Carlos Alberto Parreira'dan beri Fenerbahçe'nin içine işlemiş, üstünden atamadığı bir durağanlık. Daum'la update edilip biraz hayat bulmuş, ardarda şampiyonluklar kazanılmış, 2 defa da son maçta kaybedilmiş bir sistem. Avrupa'da Şampiyonlar Ligi'nde çeyrek final, Avrupa Ligi'nde yarı final getirmiş bir sistem. Ama genele bakıldığında Fenerbahçe'nin kanayan yarası. Yıldızlara odaklı bir sistem. Alex de Souza'ya odaklı bir sistem. Çünkü alan daraltıp geride beklediğiniz için hücumda işiniz yıldızlarınızın bireysel becerisine bakıyor. İşte bu yüzden Alex de Souza büyük futbolcuydu. Fenerbahçe, Alex de Souza varken kazandığı tüm başarıları onun sayesinde kazandı. "Alex'in ayağına bakan takım" yakıştırmaları bu yüzdendi işte. Bu yüzden hala özleniyor. Onu unutturacak bir sisteme geçemedi Fenerbahçe.


DEVLER LİGİNE VE LİGİN DİBİNE KARŞI AYNI KADRO, AYNI DÜZEN


Fenerbahçe bir sezonda yaklaşık 50 maç yapıyor. Bunların 40 tanesi kendinden kat ve kat daha zayıf rakiplere karşı. 5 tanesi denk rakiplerle, 5 tanesi de çok güçlü ekiplerle. Fenerbahçe bu maçların hepsine aynı düzende çıkıyor. İşte Fenerbahçe'yi zorlayan en büyük etmen bu. Konyaspor'a da, Galatasaray'a da, Arsenal'e de aynı düzende... Fenerbahçe'nin bundan kurtulması lazım. Fenerbahçe taraftarı artık değişim istiyor.

Fenerbahçe'nin elindeki kadro Türkiye'nin en güçlü kadrosu. Sağ beki en iyi. Sol beki en iyi. Defans ikilisi dünya çapında. Forvetleri dünya çapında. 3 kişilik ortasaha düzeni içinde tam 8 tane ortasaha oyuncusu var Fenerbahçe'nin. Kadrosundaki oyuncular ya Türkiye'nin pozisyonundaki en iyileri, yada dünya çapında kalitesi olan yıldız isimler... Fenerbahçe saldırmak zorunda. Kimliği bu olmalı. Defansını ortasahaya yakın kurup oyunu rakip yarı sahada oynamalı. Kadro yapısı nasıl olursa olsun Fenerbahçe sahaya bu mentalite ile çıkmalı. Fenerbahçe taraftarı 10 küsür senedir geride bekliyor, rakibi karşılıyor. İsyanı buna.


NEDEN ERSUN YANAL?


Ersun Yanal tercihindeki en büyük neden onun hücumcu kimliğiydi. Yoksa geçmişine bakacak olursak herhangi bir başarısı yok. Ama başarılı olabilme potansiyeli çok yüksekti. Önde basan, savunmasını orta sahaya çıkaran, hücum sırasında top kaybedildiğinde yumusak faullerle kontra kesen bir sistemi vardı. Ama Fenerbahçe'ye gelen takımı geride bekletiyor! İnanılır gibi değil.

Bunun sebebi yorgunluk da değil. İnsanlarda şöyle bir yanılgı var. Kondiyonu olmayan takımlar geride bekler, çıkamaz. YANLIŞ. Savunma yaparken, geride beklerken gösterdiğiniz efor HEP DAHA FAZLADIR. Nitekim dün Fenerbahçe, Arsenal'den daha fazla koşmuş.

Neyse...

Galatasaray, Konya ve Arsenal maçları artık geride kaldı. Benim Ersun Yanal'dan istediğim tek sey var : Onu Fenerbahçe'ye getiren mentaliteyi uygulaması...
  • Defansı ortasahaya çıkar. 
  • Oyunu rakip yarı sahaya yık. 
  • Bekir'le, Topal'la, 45 dakikalık Emre'yle bu iş olmayacak. Daha atletik oyuncularla oyna.
  • Kadlec için, Hasan Ali Kaldırım'ı harcama! 
  • Bekleri ortasahaya çıkar, forveti üçle.
  • Sow'dan sol açık, Salih'ten önlibero yaratma. Herkesi yerinde oynat.
  • Daha iki yönlü oyuncularla oyna.
  • Gol yemekten korkma ve SALDIR.
Bu taraftar inanın gol yemekten korkmuyor. Saldıran, ısıran, gol için mucadele eden takım görmek istiyor, geride yememek için mücadele eden değil. Arada bir yenilecek 2-3 gol üzmez onları. Zaten onu Fenerbahçe'ye yapabilecek kaç takım var ki? Korkmanın hiç alemi yok. 

Mert Günok (Volkan)


Ofsayt çizgisi-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------               
         Yobo                      Bruno Alves      
Ortasaha Çizgisi---------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Gökhan Gönül                                      Meireles                             Hasan Ali Kaldırım

              Alper Potuk                Salih Uçan          


Kuyt                     Emenike                   Sow

Ersun Yanal'ın benim yukarda çektiğim 2 çizgiyi çekmesi lazım. Nitekim geçmişinde bu var. Ben sadece hatırlamasını istiyorum. Onu Fenerbahçe'ye getiren 2 çizgi bu.

  1. Santranın Fenerbahçe alanına bakan dilimindeki ofsayt çizgisi
  2. Stoperler hariç 8 oyuncunun da rakip alanda olduğu ortasaha çizgisi
Nokta.