21 Ağustos 2014 Perşembe

PASSOLİG VE E-BİLET


6222 Sayılı Sporda Şiddet Ve Düzensizliğin Önlenmesine Dair Kanuna ilişkin yapılmasını en çok beklediğim uygulama E-Biletti. Bunu belirterek yazıya girmemin sebebi ben E-Bilete karşı biri değilim; fakat PASSOLİG karta karşıyım. Son günlerde TV’lerde çokça görmeye başladığınız PASSOLİG kart reklamı (E-bilet reklamı değil o bence) bu yazıyı yazma isteğimi daha da arttırdı.






Bir Beşiktaş taraftarı olarak herhalde en çok benim stadyumda maç izleme hakkım gasp edilmiştir. Her sene en az 5 maç sahası kapalı bir takım taraftarı olarak 6222 sayılı yasanın uygulanmasını en çok isteyenlerden biriyim. Ülkemizde her kanun sadece teoride kaldığı pratiğe dökülemediği için 6222 sayılı yasa ile de uygulanması gereken birçok ceza hala uygulanmamıştır.

Nisan 2014’te yine Beşiktaş’ın şansına bir BJK-FB maçı ile E-bilet uygulanmaya başlandı. O zamanı hatırlatmak gerekirse ligin son haftaları yaklaşırken FB kazanması durumunda şampiyonluğunu ilan edecek BJK kazanması durumunda Şampiyonluk için şansı devam edecek ve lig 2.’liği için önemli bir avantaj yakalayacaktı. Bu atmosferdeki bir maçta Beşiktaş taraftarının 80.000 kişi ile Olimpiyat Stadyumu’nu doldurması beklenirdi, fakat PASSOLİG adı verilen bir karta E-Bilet’in yüklenmesi zorunluluğu getirilmişti. Nisan başından itibaren yapılan bu zorla kart satma baskısı tabi ki muhalifliğiyle tanınan Beşiktaş taraftarı tarafından hoş karşılanmamış ve BJK-FB maçı 30.000 kişiye oynanmıştı.

Nisan 14'te oynanan derbi maçta tribünlerden bir görüntü



2014-15 sezonunun başlamasına 10 gün gibi bir süre kaldı. Şu anda Türkiye genelinde dağıtılan PASSOLİG sayısı 190.000 civarında bunun takım ortalaması 5.400 civarına gelmekte Beşiktaş, Galatasaray ve Trabzon’u çıkardığımızda geriye kalan 32 takımın ise toplam kart sayısı 100.000 civarına gelmekte ve bu rakam takım başı 3.000 civarı PASSOLİG kart yapıyor. Burdan anlaşılan Konya’ya yapılan 42.000 kişilik, Kayseri’ye yapılan 32.000 kişilik, Mersin’e yapılan 25.000 kişilik, Başakşehir’e yapılan 20.000 kişilik stadyumlara her maç 3.000-5.000 arası seyirci gelecek anlamına geliyor. Ligin başlaması ile bu sayıların artacağını düşünüyorum ama yine de gerçek futbol taraftarının boykota devam edebileceğini düşünüyorum. Sene sonuna kadar seyirci ortalamaları 7-8 bin bandının altında kalması durumunda, gelir kapılarının önemli bir kısmını oluşturan tribün hasılatlarında düşüş olan takımlarında bu sistemi değiştirmeye yönelik TFF’ye başvurması beklenebilir.

En başta da belirttiğim gibi benim itirazım E-bilet’e değil, gerçekten PASSOLİG reklamlarında da söylendiği gibi kimlik numaramı her yere veriyorum bu benim sinirimi bozan bir şey değil. Benim sinirimi bozan iki durum var ilki; kredi kartlarına yıllık aidat ödemediğim bir zamanda bana zorla üyelik aidatı ödetmesi, ayrıca çalışmadığım bir bankaya zorla müşteri yapması, ikincisi ise ben bir futbol sever olarak diğer takımların maçlarına gitmek istediğimde hayır sen X takım taraftarısın bu maça gidebilmek için o takımın PASSOLİG kartını çıkartman gerekir demesidir. Ayrıca değinmek istediğim bir konu da E-Biletin tribünde şiddeti bitireceği iddia edilirken, hala 3 büyükler arasındaki deplasman yasağının devam etmesinin E-biletin kendi içinde bir çelişki barındırdığını da göstermektedir.


Toparlamaya çalışırsam, E-Bilet yasanın getirdiği bir zorunluluk ve bence de Türkiye’de tribün terörünün bitmesi bakımından gerekliliktir. Fakat bunu uygularken birilerine rant sağlanması ve tribün terörünün bitirilmesi için herhangi bir çalışma yapılmadan e-bilet aynı zamanda toplu taşımada da kullanılacaktır tarzı bir reklam kampanyası yapılması bir çok taraftarın tepkisini çekecektir ve nitekim çektide. Bence olması gereken TFF’nin bir elektronik kart çıkartarak ya da birkaç bankayla anlaşarak kendi kredi kartlarını kullanarak o kartlara bilet yüklemesi yapılmasının sağlanması, ayrıca e-bilet sahibi kişinin hangi takımı tuttuğuna bakılmaksızın maç biletleri ya da kombine kartları alabilmesinin sağlanmasıdır. 

7 Ağustos 2014 Perşembe

BEŞİKTAŞ - FEYENOORD MAÇI VE BUNDAN SONRASI İÇİN BEŞİKTAŞ'IN YAPMASI GEREKENLER

        Gole kadar Feyenord biz deplasmanda nasıl oynadıysak öyle oynadı biz çift forvet görünümlü çıkmamıza rağmen oyunu rakip yarı sahaya taşıyamadık (pozisyon vermedik o da ayrı bir konu tabi) golden sonra biraz daha atak görünsek de takımdaki yaratıcılık yerlerde süründüğünden deplasmanda olduğu gibi pozisyon yaratamadan ama topa sahip olarak 70. dakikaya kadar gelindi.. uzun topta ofsayt taktiği yapmaya çalışırken arkaya kaçırılan rakip oyuncu zor da olsa golü attıktan hemen sora takım geçen seneki gibi gol yedikten sonra saçmalama işine girdi ve tolganın kurtardığı top olmasa şu anda başka şeyler konuşuyor olabilirdik. Ama dünkü maçta Allahtan son senelerde çok yaşadığımız skoru ele geçirdikten sonra saçmalama durumumuz fazla uzun sürmedi ve Mustafa’nın başlattığı atakta Olcay’ın müthiş hareketi sonrası Demba Ba'nın inanılmaz yer tutuşuyla gelen gol ile tur geldi...


        Tolga sanki yeni takımında ilk maçına çıkan iyi bir kaleci gibiydi çok güzel kurtarışlar yaptı ama maç içinde bazı zamanlarda konsantrasyonu kaybetti yan toplarda ve havadan gelen toplarda hatalar yaptı. Motta bu şekilde oynamaya devam ederse formayı İsmail’e kaptırır gibi görünüyor İsmail’in de hazır olup olmadığını bilmiyorum ama dün oyuna girdikten sonra sağ ön tarafa (yeri olmamasına rağmen) bir hareketlilik getirdi.. Necip sağ bek değil uğraşılsa da ondan bir sağ bek yaratılamaz bence onun için acilen hücüma da katkı sağlayabilecek bir sağ bekin transfer edilmesi lazım. tandem bu maç iyi görünmüş olabilir ama  feyenordla yapılan maçlar bu ikilinin aranılan ikili olup olmadığı hususunda bir şey söyleyemez bence.... Atiba ilk maçtaki kadar olmasa da yine iyiydi... veli için birşey demeye gerek yok sakatlıktan çıkıp oynadı ilerleyen haftalarda daha da iyi olacaktır.... Kerim bu takımın 11 oyuncusu olamaz eğer gelecek olursa Gökhan Töre ile Olcay’ın alternatifi olabilmek için Holosko ile çekişir... Olcay attırdığı gole kadar sahada gözükmedi goldeki hareketlerini daha fazla yapması lazım. Mustafa ve Demba Ba dünkü maçın yıldızlarıydı. 

          Bu takım 4-4-2 oynayabilecek olsa Mustafa yardımcı forvet olarak Demba Ba’da bitirici olarak iş yapar ama şu andaki kadro planlaması 4-4-2 oynamak için yeterli değil çünkü ne Olcay ne Kerim ne Gökhan ne Holosko saf kanat oyuncusu değiller içeri devrilerek oynuyorlar aynı şekilde takımın bekleride çok hücumcu olmadığından kanatlardan gidemezsin. Ee orta sahada da Atiba, Veli, Necip 3 lüsünden birini defansif olarak kullanabilirsin ama ilk maçta izlediğimiz Oğuzhan’ın ne yazık ki Selçuk İnan’ın Fatih Terim dönemi GS’sinde oynadığı gibi oynamasını beklemek hayalcilik olur gibi geliyor..  (Geçen sezonun ikinci yarısından sonra kendini bir türlü geliştiremedi Oğuzhan bence)


  
         Takımın transfer politikası hangi sistemde oynayacağına göre yapılması lazım diye düşünüyorum ama bizim takım iyi yönetilen bir takım olmadığı için yine sisteme göre oyuncu yöntemi değil oyuncuya göre sistem modeli benimsenecektir. Dün izlediğim takıma öncelikli olarak bir sağ bek alınması lazım.. sonrasında Gökhan Töre ile anlaşılmış ise bir 10 numara alınması gerekiyor.. (Gökhan ile anlaşılmadıysa da safkan bir sağ kanat oyuncusu da alınabilir  o zaman alınacak 10 numaranın kanat özelliklerinin olması durumunda 4-4-2 sistemi de katı defans yapan Anadolu takımlarını açmak için kullanılabilir.) bu iki transfer  tek kulvarda yarışacak olsan yeterli gelebilir belki ama 3 kulvarda yarışabilecek bir Beşiktaş’a bir defans ve BTB bir orta sahada transfer edilmesi gerekmektedir.

           Ben gerçekçi düşünmek gerek diye düşünüyorum bu takıma gerekli transferler yapılmadığı sürece yine geçen seneki gibi lige hızlı başlayıp sonrasında sakatlıklar ve büyük maçlarda yapılan bireysel hatalarla sene sonunda hüsran yaşarız. Gerekli transferlerin acilen (en fazla 1 hafta içinde) bitirilmesi ve playoff maçı öncesinde takıma adaptasyonlarının sağlanması gerekmektedir. Bunları söylesem de yönetim görev süresinde 3 sene  geçirmesine rağmen transferler konusunda amatör olduklarından bana beceremeyeceklermiş gibi geliyorlar o da ayrı bir konu inşallah beni yanıltırlar…