Pazar akşamı Kadıköy’de kağıt
üstünde çok da kolay olmayan dişli bir takımla oynadı Fenerbahçe. Maç öncesinde
ellerini ovuşturarak puan kaybı bekleyenler vardı yine. Fenerbahçe yenilsin de
Aykut Kocaman gitsin diye bekleyenlerdi bunlar. Maalesef gerçek taraftar diye
niteleyemeyeceğim ben böyle düşünen arkadaşları. Fenerbahçe skorun ötesinde
dominant, üretken bir futbol oynayarak böyle düşünenlere en iyi cevabı yine
sahada verdi.
Hafta sonu Fenerbahçe’nin asıl
orta saha kurgusuyla oynadığı 5. Maçı izledik. Bu maçlarda 5’te 5 yapıldı. Asıl
orta saha kurgusunu açacak olursak Topal-Meireles-Cristian’dan bahsediyorum. Bu
3’ü oynadığı zaman Fenerbahçe gerçekten çok farklı bir karaktere bürünüyor
sahada. Asıl kurgu belli ki Fenerbahçe’de bu olacak bu sene. Bence önemli olan
onlar olmadığında yerlerini doğru oyuncularla
doldurabilmek. Dün Sezer Öztürk’ün göstermiş olduğu performans ve attığı
harika gol Aykut Hoca’nın bu konuda elini çok güçlendirdi. Sezer büyük kazanç.
Cristian ve Meireles’in yerinde kullanabileceğiniz gibi sağlam olduğunda orta
sahanın her alanında rotasyona girebilecek bir oyuncu. Ama Fenerbahçe’nin oyun
karakteri açısından orta sahanın ortasında vereceği katkı çok daha önemli.
Bir paragraf da Aykut Kocaman’a
açmak istiyorum. Sezon başından beri acımasızca eleştirilen Aykut Kocaman’a...
Dün akşam maç sonunda yaptığı konuşmalar bana göre çok çarpıcıydı. Özeleştiri
yapabilen insan toleransı, sabrı her zaman hak eder. Dün Sezer özelinden Aykut
Kocaman’ın kendi tercihlerini sorgulaması bence önemli bir nokta. Takımın
potansiyelinin %65’ini dün sahaya yansıttığını söylüyor Aykut Hoca. Bunları
kazanırken söylemek, mevcut performansla yetinmemek önemli.
Marsilya maçından sonra
Fenerbahçe’nin Meireles’in gelişiyle çok alternatifli, çok potansiyelli bir
kadro kalitesine ulaştığını söylemiştik. Kaliteli kadro nihayet potansiyelini
sahaya yansıtmaya başlıyor. Şimdi önümüzde zorlu Eskişehir deplasmanı ve kritik
Marsilya maçı var. Bu dişli takımlara karşı şimdi önemli bir sınav daha
verilecek. Pazar günkü futbola yakın bir oyun oynanırsa ben bu iki maçtan da
istenenin alınacağını düşünüyorum.
Aykut Hoca’nın da artık iyi
futbol oynayan takımına güvenmesi, defansif hamlelere her maçta gerek duymaması
gerekiyor. Mesela Ordu maçında takım öndeyken son 5 dakikada yapılan Selçuk
değişikliği bence gereksiz bir değişiklikti. Her maçta maçın bir bölümünde takım
öndeyken defansif hamleye gerek duyması haliyle Aykut Hoca’nın mantalitesinin
sorgulanmasına neden oluyor.