Fenerbahçeli her şeyi uçlarda yaşıyor. Yıllardır bir Fenerbahçe karakteristiği
haline gelmiş bu durum her olayda kendini belli ediyor. Bir tivit 8
yıllık kaptanını, sorun çok kolay çözülebilecekken uç bir şekilde
takımdan uzaklaştırırken, 2 gün sonra kimsenin beklemediği bir anda dip yapmış
takım uçuk bir galibiyetle Avrupa liginde oynadığı Almanya deplasmanını “Beş,
beş” tezahüratlarıyla bitirebiliyor.
Fenerbahçe dün
kaybedildiği takdirde çok büyük yaralar açacak, sezonun geri kalanını iyice
kabusa çevirebilecek bir maç oynadı. Oyuncular sansasyonel bir galibiyetle,
uçuruma sürüklenebilecekken bu zor virajı geçmesini bildi. Fenerbahçe sezon
başından beri neredeyse tüm Avrupa maçlarında iyi mücadele, genel itibariyle
dominant bir oyun sergilerken bunu skora yansıtamamıştı. Dün bunu skora da
yansıtmayı başardılar. Özellikle ilk 3 gol birbirinden güzeldi. Bu güzel
golleri Ercan Taner’in anlatımından izlemek televizyon başındakilere ayrı bir
keyif vermiştir sanırım. “Meireles, koçum benim.” gecenin repliğidir bence.
Maçtan önce
“Fenerbahçe mağlup olsun, Aykut Kocaman gitsin” diye düşünen ciddi bir çoğunluk
vardı. Fenerbahçe taraftarın bu şekilde düşünmesi gerçekten çok vahim bir
durum. Alex odaklı yüksek sesle dile getirilen , Alex’in gidişinden
sadece Aykut Kocaman’ı sorumlu tutan bu görüş gerçekten çok yanlış. Futbolda
her takımda antrenör ve futbolcunun anlaşamadığı durumlar olabiliyor. Bunun
nedenini, sebebini, sonucu önceki yazılarda detaylı irdelemiştik. Bu
anlaşmazlıkları bu tarz krizleri çözmek yönetimlere düşüyor. Peki
Fenerbahçe yönetimi bu olayda nasıl bir strateji izledi? Olaya ilk müdahale
Aziz Yıldırım’ın stadyumda Antep maçında mikrofonu eline alması ile
gerçekleşti. Peki bu doğru, planlı bir müdahale miydi? Sonrasında yapılanlar
krizi önledi mi, yoksa daha da mı içinden çıkılmaz hale getirdi. Yaşadıklarımız
doğrultusunda az önce sorduğum soruların hiçbirine olumlu cevap vermemiz ne
yazık ki mümkün değil. Bir an her şeyin düzeldiğini zannettik. Ama
maalesef Kasımpaşa maçıyla her şey daha kötüye gitti ve ipler koptu.
Fenerbahçe
kulübünde futbol ile ilgili yönetici birimler futbol şube sorumlusu ve sportif
direktör... Sportif direktörümüz aynı zamanda teknik direktörlüğümüzü de yapan
Aykut Kocaman ki zaten soruna müdahil taraflardan biri. Böyle bir krize
objektif müdahale etmesi beklenemez ki etmedi de zaten... Bu bize iki görevin
aynı kişide olmasının yanlışlığını da gösteriyor. Futbol şube sorumlusu
ise başkanın kardeşi Ali Yıldırım… O da konumu itibariyle başkandan bağımsız
profesyonel karar verecek bir durumda değil. Ben gerçekten özerk
çalışabilecek profesyonel bir yönetici olsa Alex krizinin çok kolay
çözülebileceğini düşünüyorum.
Aziz Yıldırım
Fenerbahçe’ye çağ atlatmış, çok şeyler kazandırmış bir insan. Hep Fenerbahçe
için çalışıyor, Fenerbahçe için uğraşıyor. Ancak her şeyi tek başına yapması
mümkün değil. Nasıl dünya çapında bir şirketi yönetirken iyi, profesyonel bir
ekibiniz olması gerekiyorsa, milyon dolarla oynayan bir spor kulübü yönetirken
de iyi bir ekibiniz olmalı. Ben başkan ceza evindeyken oluşan yeni yönetimin yeterli
etkinlikte olmadığını düşünüyorum. Ali Koç gibi Nihat Özdemir gibi eski Şekip
Mosturoğlu gibi gerektiğinde öne çıkan inisiyatif alarak açıklamalar yapan
yöneticiler görmüyorum ben yeni yönetimde. Bu başkanın tercihimidir bilmem ama
başkana çok yük biniyor bu mevcut durumda.
Son olarak bir
paragraf da Aykut Kocaman'a açalım. Marsilya maçında Cristian-Alex değişikliğini
herkes çok eleştirirken Aykut Hoca'nın arkasında durmuştuk. Cristian gerçekten
motive olduğunda o mevkide de neler yapabileceği gösterdi ve bence Marsilya
maçı üzerinden oyuncu değişikliği odaklı yapılan eleştirileri tekzip etti.
Almanya'da daha aktif bir Aykut Hoca vardı kenarda. Maçtan sonra yaptığı
açıklamalarsa son 1 haftada yaşananların da etkisiyle yine tedirgindi. Ben bu
tedirginliğin de iyi sonuçlarla kaybolacağını düşünüyorum.
Belki yüzüncü kez
söylüyoruz ama yinelemekte fayda var. Fenerbahçe taraftarı Aykut Kocaman'a
güvenmeli ve ona sonuna kadar sahip çıkmalı. O bu camianın Alex kadar önemli
bir değeri... Ona futbolculuk döneminde Fenerbahçe'den ayrılırken
yaşadıklarını, Alex'in yaşadıklarını yaşatmayalım.