Geçen
hafta bugün Fenerbahçe için neler
konuşuyorduk? Hemen hatırlatalım. “Aykut Kocaman ne zaman gidecek? Alex takım
gol yiyince güldü. Takımda kondisyon
eksikliği var. Bu takıma forvet lazım,Almanya’da bizi dağıtırlar.. v.s.” Peki son bir hafta nasıl geçti. Fenerbahçe’ye bir müdahale gerekiyordu.
Ligde 6 maçta 2 galibiyet almış takım için bir operasyon kaçınılmazdı. Yönetim
bu operasyonu Alex’i kadro dışı bırakıp, bazı oyunculara para cezası vererek
yaptı. Takımın kendine gelmesi için illa Alex’le yolların ayrılması mı
gerekiyordu peki. Ben bu soruya olumlu yanıt veremeyeceğim. Alex de Souza gibi
değerlere sahip çıkılması onun gibi değerlerin hak ettiği şekilde uğurlanması
gerektiğini düşünüyorum.
Dün akşam Fenerbahçe on birinde geçen hafta Kasımpaşa maçının ikinci yarısında oynayan kadrodan sadece bir oyuncu farklıydı. Geçen haftaki oyunla bu haftaki oyun arasındaki fark “bir” oyuncuya bağlanabilir mi? “Evet sadece Mehmet Topuz’un olmaması Fenerbahçe’yi şahlandırdı” dersek, bir takım oyunu olan futbolun dinamiklerini hiçe saymış oluruz. Her ne kadar Alex’in gidişine üzülsek, bu şekilde bir operasyonu onaylamasak da hafta başında yaşananların Fenerbahçe’de bazı şeylerin olumlu yönde değişmesine ciddi katkıda bulunduğunu söylemeliyiz. Futbolcular kaytarmadan antrenörlerini paravan gibi kullanmaktan vazgeçip, üzerlerine düşeni gerektiği gibi yapınca Fenerbahçe’de çok şey değişti. Üzerine Mönchengladbach maçının ilk yarısında atılan harika goller de takımdaki öz güven eksikliğini giderince takım psikolojisi üst seviyeye çıktı.
Dün akşam Fenerbahçe on birinde geçen hafta Kasımpaşa maçının ikinci yarısında oynayan kadrodan sadece bir oyuncu farklıydı. Geçen haftaki oyunla bu haftaki oyun arasındaki fark “bir” oyuncuya bağlanabilir mi? “Evet sadece Mehmet Topuz’un olmaması Fenerbahçe’yi şahlandırdı” dersek, bir takım oyunu olan futbolun dinamiklerini hiçe saymış oluruz. Her ne kadar Alex’in gidişine üzülsek, bu şekilde bir operasyonu onaylamasak da hafta başında yaşananların Fenerbahçe’de bazı şeylerin olumlu yönde değişmesine ciddi katkıda bulunduğunu söylemeliyiz. Futbolcular kaytarmadan antrenörlerini paravan gibi kullanmaktan vazgeçip, üzerlerine düşeni gerektiği gibi yapınca Fenerbahçe’de çok şey değişti. Üzerine Mönchengladbach maçının ilk yarısında atılan harika goller de takımdaki öz güven eksikliğini giderince takım psikolojisi üst seviyeye çıktı.
Bu
takımın gerçekten çok iyi oyunculardan kurulu olduğunu, psikolojisi ve takım
içi huzuru gerektiği gibi olursa neler başarabileceğini önceki yazılarımızda
söylemiştik. Perşembe günü ve dün akşam bu takım bizlere neler yapabileceğini
gösterdi. Takımda fizik güç eksikliği olmadığı 4 günde aynı on birlerle
çıkılıp, yüksek mücadele gösterilen maçlarla kanıtlanmış oldu. Kuyt ve Sow bu
takımda forvete ihtiyaç olmadığını oynadıkları futbol ve attıkları gollerle
herkese gösterdiler.
Moussa
Sow’a ayrı bir paragraf açmak istiyorum. Geçen sene GS maçında attığı rövaşata
golünden sonra kariyerinde kaç tane böyle gol atacağı sorulmuş, bu gole burun
kıvrılmıştı spor basınımız tarafından… Ben de yakın çevreme Sow’un Lille’de de
oynarken bunları hep denediğini, bu golün tesadüf olmadığını anlatmaya çalıştım.
O gün çevremi bu konuda ikna etmek kolay olmamıştı ama sanırım bu akşam attığı
golü izledikten sonra ne demek istediğim biraz daha iyi anlaşılmıştır. Böyle
golleri ancak deneyen, arayan futbolcular atar. Ümit Karan, İlhan Mansız böyle
futbolculara örnek gösterilebilir. Onların da bu tarz çok klas gollerini
futbolseverler hatırlayacaktır. Moussa Sow inşallah sağlıklı bir şekilde
Fenerbahçe’de oynamaya devam eder de biz de bu tarz gollerin niceleri izleme fırsatı buluruz.
Fenerbahçe’nin
elinde gerçekten çok alternatifli ve derin bir kadro var. Yazının ortasında da
dile getirdiğim gibi bu kadro büyük başarılara imza atabilecek potansiyele
sahip. Büyük başarılar ancak birliktelik ve sabırla kazanılır. Birliktelik futbolcu
yuhlayarak, takım yenilsin de Aykut Kocaman gitsin diyerek sağlanmaz. Artı
böyle taraftarlık da olmaz.
Fenerbahçe’nin başında kupalar kazanmış, 3 Temmuz
sürecinden camiayı başı dik olarak çıkarmış bir teknik direktör var. Aykut Kocaman sabredilmeyi, arkasında
durulmayı sonuna kadar hak eden, gecesini, gündüzünü Fenerbahçe için harcayan
bir insan… Fenerbahçe
camiası, Fenerbahçe taraftarı gerekli
sabrı gösterir, birlikteliğini kimselerin bozmasına izin vermezse bence kalıcı
başarılar uzakta değil…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder