25 Şubat 2013 Pazartesi

Ufuk Göründü


Dün Kadıköy’de 3 haftadır izlediğimiz gibi yine bir kader maçı izledik. Ancak bu sefer bir şeyler farklıydı. Takım evinde oynuyor, taraftar son 2-3 aydır göremediğimiz şekilde takımını tek bir ağızdan itici güç olarak destekliyordu. Taraftarın asli görevi de bu değil midir zaten? Ancak kötü sonuçlar, yönetim hataları taraftarı asli görevini yapmaktan alı koyuyordu. Neyse ki dün gece özelinde Fenerbahçe’de tam olarak taraftar-takım-yönetim birlikteliği sağlanmış görünüyor.

Dünkü maç aslında henüz ilk dakikada genel golle tepkiye müsait bir ortam yarattı yine. Ancak takımın iştahı ve arzusu ile tetiklediği taraftar desteği Kasımpaşa’yı boğdu. Girilen sayısız pozisyon son dakikalarda hakemin de biraz tartışmalı penaltısıyla taçlandı ve takım net bir skorla sahadan başı dik ayrıldı.
Devre arasında yapılan transferlere ben dahil burun büken pek çok Fenerbahçeli oldu. Şahsi fikrimi transferlerden sonra twitterda da dile getirdim. “Fenerbahçe ihtiyacı olan mevkilere transfer yaptı. Ancak Ziegler hariç doğru isimler alınmadı.” Yorumum bu şekildeydi. Ancak kısa vadede alınan 3 isim de çok ciddi katkı verdi.


İlk yarıda kaybedilen puanlar lig için takımı öyle bir hale getirmişti ki ikinci yarı hemen her maç final havasında geçecekti. Devre arasından sonra başlayacak bu final maçlarında takıma anında katkı yapacak isimler gerekiyordu. Ve uzun süre transfer beklentilerinden sonra Webo, Emre ve Ziegler takıma katıldı. Bu 3 isimin ortak özelliği ligimizi ve Fenerbahçe’yi çok iyi bilmeleriydi. Bu nedenle adaptasyon sorunu yaşamadılar ve takıma direk katkı yaptılar. Fenerbahçe’nin belki geleceğini kurtarmayacaklar ama bugününe kayda değer  katkı yaptılar. 
Peki hemen akabinde insanın aklına şu soru geliyor. “Fenerbahçe için mevcut durumda amaç günü kurtarmak mı olmalıydı yoksa geleceği mi düşünmek?” Bu soruyu da bence şöyle cevaplamak mümkün. Uzun yola çıktınız. Arabanız yolda yalpalaya yalpalaya gitmeye başlıyor. Kafanızdaki ilk şey arabaya gerekli müdahaleyi yapıp, ilgili parçaları değiştirip yola sokmak mıdır? Yoksa hem değiştirmesi zaman alacak, hem de 500 km’den sonra açılacak sıfır bir motor mu takmaktır. Belhanda Fenerbahçe için sıfır motordu ne zaman randıman vereceği belli değildi. Tercih edilmedi. Belki onu alırsanız maliyetinden dolayı asıl gerekli bazı parçalar eksik kalacaktı. Şu anda araba yapılan müdahaleyle kısa sürede tam randımanlı yoluna girdi. 3 kulvarda yoluna devam ediyor.

Günü kurtarmadan geleceğe her zaman umutlu bakamazsınız. Gözünüzün önündeki pusu, sisi dağıtmadan ufuk görünmez. Fenerbahçe pusu, sisi dağıttı. Şimdi ufka bakabiliyor. Hedef orada… Tek yapmak gereken çıktığın yolda hiç geri adım atmamak ve taraftarın, teknik heyetin, yönetimin, futbolcuların her maçı final gibi görmeye devam etmesi...


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder