25 Aralık 2012 Salı

BU MUDUR TEŞEKKÜRÜN?

ADAM...



















..Seni ilk senesinde şampiyon yapmış.

3 Temmuz sürecinde, o kadar linçe rağmen, başka kimsenin cesaret bile edemeyeceği şekilde takımı ayakta tutmuş, abilik yapmış, oyuncularının yanında yaşamış, seni son maça, finale kadar taşımış.

30 yıldır alamadığın kupayı almış.

Dik durmuş hiç eğilmemiş. Ahlak dışı hareketler yapmamış. "Onu çekme bunu çek" dememiş. Belki az gülmüş ama kenarda hiç başını öne eğmemiş.

Aile yaşamıyla, efendiliğiyle hep örnek olmuş. Fenerbahçe'yi yaşamının en güzel köşesine koymuş. Diğer herşeyi geri plana atmış.

Fenerbahçeliliğini hiç tartışmaya açmamış. İçinden gelen olmuş hep. Senin efsanen olmuş. Olmaya devam etmek istemiş.

Futbolcuların kaprislerine boyun eğmemiş. İsmi ne olursa olsun, onlara burasının FENERBAHÇE olduğunu hatırlatmış.

Taraftarların yarısı Coritibasporlu, Atletico Madrid'li olmuşken, o hiç Fenerbahçe'yi bırakmamış.

Sportif direktör olmuş. Hoca olmuş. Lider olmuş. Baba olmuş. Abi olmuş. Kardeş olmuş. Arkadaş olmuş. Psikolog olmuş. Fenerbahçe'nin neye ihtiyacı varsa o olmuş.

ADAM olmuş.

Sakın dönme Aykut Hoca. Sportif direktör olarak kal ama sakın hocalığa dönme. Bu taraftar seni haketmiyor. Paraları cukka edip gidecek, takım sevgisinden yoksun, son demlerini yaşayan yabancı hocalar istiyor bu taraftar. İslam Çupi'den hiçbir şey öğrenememiş bu taraftar. "Sen şampiyon olmasan da, kupaları almasan da, seviyoruz işte var mı diyeceğin.." diyemiyor bu taraftar. Dönme sakın!

Şimdi soru şu ;

Fenerbahçe'nin içindeki kanayan yara olan bazı taraftar gruplarını geçtim hadi. Bu tabelacı zihniyet nerden çıktı? 3 Temmuz'u yaşadın, skor tabelası mıdır senin için herşey? Takımın durumu çok mu kötü? Ligde 6 puan geridesin. Kupada herkes elenmiş, en büyük favorisin. Avrupa'da grubu lider bitirmiş, en iyi kurayı çekmişsin, neyin derdindesin?

Bu mudur teşekkürün?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder