İlk 2 bölümde Türkiye’de yapılan
genel transfer hatalarını ve 3 büyük kulübümüzün transferlerini
değerlendirmiştik.
Devam edelim.
Trabzonspor
Sezon sonundaki genel kurulla
yönetim değişikliğine giden Trabzonspor yeni başkan İbrahim Hacıosmanoğlu’nun
radikal tavırlarıyla ani bir teknik direktör değişikliği
yaşadı. Geçen sezon sonuna doğru Trabzonspor Tolunay Kafkas önderliğinde iyi
futbol oynamaya başlamış, zaman zaman gollü galibiyetler almıştı. Futbol takımı camianın içinden gelen , geçen sezon özellikle kupada akılda
kalıcı performans sergileyen 1461 Trabzon’un hocası Mustafa Reşit Akçay’a
emanet edildi. Bununla birlikte “öze dönüş” politikasının benimseneceği sıkça
dile getirilmeye başlandı ve 1461 Trabzon’dan Yusuf, Fatih gibi isimler kadroya
dahil edildi. Bu herkese sempatik gelen dünyada bir çok kulübünde benimsediği
bir sistem. Alt yapı politikası Trabzon’u 4. büyük yapan yegane unsur da
denilebilir. Transfer sezonu özelinde buraya kadar her şey normal ve kabul edilebilir.
Ancak bundan sonra her şey garipleşmeye başladı.
Chelsea’den tanıdığımız Malouda
ve Bosingwa bonservissiz transfer edildi. İkisi de kariyerli oyuncular ancak
oynadıkları mevkilerde potansiyelli Trabzon orijinli Zeki Yavru ve Yusuf gibi
oyuncuların olması tezat oluşturdu. “Öze dönüşün” yaşanacağı söylenen bir
sezonda ilk transferlerin öze dönüş için en uygun potansiyeldeki oyuncuların
olduğu mevkilere yapılması ciddi bir ironi…
Takımın geçen seneki en önemli
eksikleri forvet ve sol bek mevkilerindeydi. Özellikle Halil Altıntop’un
gidişiyle forvet mevkiinde sadece Henrique kalmıştı. Trabzonspor taraftarı
transfer dönemi boyunca forvet bekledi ama transferin bitimine 1 gün kala hala
oyuncu alınmamış durumda bu mevkiye… Sol beke de halen transfer yok ve sol
açıktan devşirilen Olcan’la bu mevki doldurulmaya çalışılıyor.
Plansız
ve git-gellerin yaşandığı bir transfer sezonu Trabzonspor için geride kalıyor.
Şişkin de bir yabancı kadrosu var elde. 1 forvet alınmadan transferin
kapatılmayacağını düşünsem de, Trabzonspor’u yine sıkıntılı bir sezonun
beklediğini düşünüyorum.
Kısa kısa Anadolu kulüplerimize
de değinelim.
Bursaspor; Türk tipi antrenör kıyımı yaşadı sezon başında.
Avrupa’dan erken elenişin faturası Hikmet Hoca’ya kesildi. Ellerinde geçen
sezondan iyi bir kadro vardı. Eksik mevkilere önemli transferler yaptılar.
Bence transferi Türkiye’de iyi beceren kulüplerden Bursa… Taiwo ve Frey tüm
dünyanın tanıdığı isimler. Alt yapıdan her sene 1-2 oyuncu takıma giriyor. Bu
sene de Enes’in ismini sık sık duyacağız. Türkiye’de artık herkesin kabul
etmesi gereken bir Batalla gerçeği var. Avrupa kupalarının dışında kalmaları
çok büyük sürpriz olur. Daum etkisiyle zirveyi bile zorlayabilirler.
Kasımpaşa; geçen sene göreve gelen paralı yönetimin etkisiyle
tanınmış isimleri Türkiye’ye getirmeye başladı. Bu sene de Babel, Donk,
Scarione gibi maliyetli transferleri var. Genel olarak elde iyi oyuncular olsa
da omurgada sıkıntı var. Orta sahada defansif yükü çekecek iki yönlü
oynayabilecek oyuncu sıkıntısı var. Defansta da alternatif açısından zenginlik
yok. Forvet, sağ ve sol açık mevkilerinde ciddi yığılma var. Ligi geçen seneye
yakın yerlerde bitireceklerdir. Yukarısı bence hala çok zor.
Eskişehirspor; transferi nispeten sessiz geçirdi. Ertuğrul Sağlam
en önemli takviye bana göre Ersun Yanal sonrası. Alper Potuk’un mevkiine Ndiaye
transfer edildi. Ligimizi tanıyan bir isim. Bienvenu ile forvet alternatifi
arttırıldı. Bu sene Eskişehir’de bence en çok gençleri konuşacağız. Erkut,
Aytaç ve Tarık adlarından çok söz ettirecekler. Son gün hamlesi Erman Kılıç’ta
çok değerli. Her sene belli bir kaliteyi yakalayan Eskişehir’in sıkıntısız bir
sezon yaşayarak, geçen sezonki sıranın üstünde ligi bitireceğini düşünüyorum.
Kayseri; geçen seneki kadroyu bozmadan 1-2 takviye yaparak sezona
girdi. Çok ucuza alıp sattıkları yerli, gurbetçi, yabancı oyuncularıyla Türkiye’de
scoutingi ve transferi en iyi beceren takım olarak göze çarpıyorlar. Geçen sene
gol yükünü çeken Bobo’nun uzun sakatlığı büyük sıkıntı. Üstüne bir de Nobre
sakatlanınca şu anda forvetsizler. Jaja sorunlu bir oyuncu olmasına rağmen
kalitesiyle 2. Haftadan takıma katkı sağlamaya başladı. Eren Güngör’ün neden
satıldığını anlamadım ki henüz ilk haftada gelen şanssız Simic sakatlığı takımı
stopersiz bıraktı. Transferin son günü eksik bölgelere takviye yapabilirler.
Belki de sorunu geçen sezonlarda gördüğümüz gibi şu anda isimleri pek
bilinmeyen gurbetçi ve gençlerle çözerler. Her şeye rağmen sezonu ilk 10’da
bitireceklerdir mutlaka…
Karabükspor; bu sene benim transferde en çok takdir ettiğim kulüp.
Ucuz maliyetlerle çok iyi bir omurga kurdular. Son Pedersen hamlesiyle eksik
forvet mevkiini de doldurdular. Waterman PSV görmüş, güvenilir bir kaleci keza
yıllardır Fransa’da oynayan Nancy’nin kaptanaı Puygrenier yine çok önemli bir
hamle. Samba Sow’da ikinci ligden alınmasına rağmen milli takımında oynayan ve
ilk 3 haftada oynadığı futbolla beğeni toplayan bir isim. Yedek kulübesini de
Furkan, Beykan gibi gençlerle takviye ettiler. Eren Güngör’de yerli rotasyonu
açısından önemli bir hamle. Lua Lua, Mabiala, Hakan Özmert gibi isimler de
takımda kaldı. Tolunay Kafkas yönetiminde Karabükspor benim bu seneki sürpriz
adayım. İlk 10’un altına düşmeyip ligi iyi bir yerde bitireceklerini
düşünüyorum.
Sivasspor; belki de bu sene
en radikal değişiklik yaşayan süper lig ekibi. Antrenöründen 3-4 senedir takımı
taşıyan Ermanlı, Eneramolu kemik kadrosuna kadar çok ciddi değişim yaşadılar.
Roberto Carlos hamlesi herkesi şaşırttı. Carlos’un iyi yabancı seçimleri
yaptığını söylemek lazım. Cicinho, Utaka, Da Costa ilk haftadan takıma katkı
yapmaya başladılar. Ancak geçen hafta yaşanan Fenerbahçe bozgununda da görüldüğü gibi
kırılgan bir kadroları olduğunu düşünüyorum. İyi yabancıları var ama yerli
rotasyonları çok dar. Yıllardır kaleci sorununu çözemediler. Zaman zaman
sıkıntı yaşayacaklarını ligi 10-15. Sıralar arasında bitireceklerini
düşünüyorum.
Antalyaspor; geçen senenin flaş ekibiydi. Ama sezon sonunda ne
olduysa kaos ortamı oluştu kulüpte. Yıllardır Mehmet Özdilek akıllı hamleleri,
doğru transferleri ile kulübü belli bir standartta tutmayı başarmıştı. Ama hem
başkan, hem teknik direktör hem de kadro sezon sonunda ciddi değişime uğradı.
Baros ülkemize geri döndü. 10-15 arası gol sayısını tutturacaktır. Ben Antalya’yı
sıkıntılı inişli, çıkışlı bir sezonun bekledğini düşünüyorum. Geçen seneki
başarıyı yakalayamayacaklardır.
Çaykur Rize; 3-4 yıllık bir aradan sonra ligimize dönüş yaptı. Rıza
Çalımbay ile önemli bir teknik hamleyle transfer sezonuna başladılar.
Futbolcu transferini de iyi geçiren kulüplerimizden oldular diyebilirim. Ali
Adnan transferinde emeği geçen herkesi kutlamak lazım. İlk haftadan ligimizin
tozunu atmaya başladı. Rize ondan ciddi paralar kazanacak. Yeni çıkan
takımların düştüğü kadroyu tamamen değiştirme yanlışına da düşmediler. 1. Lig-
Süper Lig kadro sentezini iyi yaptılar. Diğer yabancı transferlerinden de ilk
haftadan katkı almaya başladılar. Rıza Çalımbay takımlarının standartına Rize’nin
de ulaşacağını sıkıntısız bir sezon geçirecekleri düşünüyorum. İlk 2 haftada
görüldüğü gibi özellikle iç saha maçlarında çok tehlikeli bir rakip olacaklar
sezon boyu.
Erciyesspor; Fuat Çapa hamlesi ile girdi sezona. Fuat Çapa kendi
ile beraber Gençlerbirliği kadrosunun yarısını da Erciyes’e taşıdı. Cem Can,
Azo, Yasin, Vlemincks daha önce Fuat hocayla çalışan ve şu anda Erciyes’te ilk
11 çıkan oyuncular. İlk haftalarda takım olamadıklarını gördük. Özellikle takım
savunmasında ciddi sıkıntıları var. Son gün Milan’dan Traore’yi aldılar. Rize’nin
aksine kadroyu tamamen değiştirme yanlışına düştükleri söylenebilir. Bence bu
sene Erciyes sıkıntılı bir sezon geçirebilir. Savunmadaki sıkıntıları
çözemezlerse düşme adayı bile olabilirler.
Gençlerbirliği; kadrodan 3-4 ilk 11 oyuncusu kaybetse de çok fazla
transfer yapmadı. Metin Diyadin inandığım bir teknik adam. Takımdaki tek net
forvet Stancu. O da geçen sene takımın gol yükünü çeken Vilemincix’ten çok
farklı bir oyuncu. Stancu'nun alternatifi ise yok. Mervan Çelik her transfer
sezonun da çok adını duyduğumuz bir isimdi ve bu sene Gençlerbirliği’ne geldi.
İlk haftalarda Metin Diyadin’den geçer not alamadığını gördük. Elde kısıtlı bir
kadro var ve sezon boyu bu sıkıntıyı çekecekler. Az gollü Gençlerbirliği
maçları izlememiz yine muhtemel bu sene..
Akhisar Belediye; geçen sezonun ikinci yarısında taraflı tarafsız
herkesin desteğini alarak büyük bir iş başarmış ve ligde kalmıştı. Bu sezona
geçen seneki kadroyu fazla bozmadan giriyorlar yine. Bonservissiz çok düşük
bütçeli transferler yaptılar yine. Gekas çok önemli kayıp tabii ki. Belki yine
düşmenin en büyük adayılar ama oturmuş takım savunmalarıyla yine çok canlar
yakacaklarını söylemek yanlış olmaz.
Gaziantepspor; son 2 sezondur ciddi ekonomik kriz yaşıyor. Bu sene
de çok fazla transfer yapamadılar. Bülent Uygunla yola devam ediyorlar. Elde
dar bir kadro var. Benim düşme adaylarımdan, sezon boyu sıkıntı çekecek başka
bir takım.
Torku Konyaspor; sezona flaş Fenerbahçe galibiyeti ile başladı.
Elde 1. Ligden bazı oyuncuları tutmalarına rağmen çok fazla transfer yaptılar.
Takım olmaları zaman alacak. Gekas’ı da transferin son günlerinde takıma
katmayı başardılar. Itandje güvenilir bir kaleci.. Uğur Tütüneker kadroyu ne
kadar kısa sürede kaynaştırabilirse o kadar az sıkıntı yaşarlar. Sezonu düşme
potasına yakın yada lige veda ederek bitirmeleri muhtemel.
Elazığspor; geçen sezon Yılmaz Vural etkisiyle ligde kalmayı
başarmıştı. Bu sene hem teknik heyette hem kadroda ciddi değişiklik yaşadılar.
Yıldıza dayalı olmayan bir sistemleri var 2 sezondur. Sollied çalıştırdığı
takımlarla kupalar kazanmış bir hoca. Kazanma ruhunu takıma ne kadar yansıtabilirse
o kadar başarılı olacaklardır.
BİTTİ.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder